2025'in ilkbahar albümleri (I)

Programın açılışını, 1998 doğumlu besteci, söz yazarı ve yorumcu Lucas Lombard'ın ilk stüdyo albümü “Première nuit”nin genişletilmiş versiyonunda yer alan Les filles écoutaient Fauve adlı parçasıyla yaptık. Akıllara Vincent Delerm’i getiren sesi ve duygu yüklü, kişisel şarkılarıyla tanınıyor Lombard. Bu otobiyografik sayılabilecek şarkısında da bize, lise yıllarında ilgisini çeken; Fauve, Muse ve The Smiths gibi grupları dinleyen kızlardan bahsediyor genç sanatçı.

İsmini Joan Baez’in bir şarkısına borçlu olan Marie-Flore, yirmi yaşında eğitim hayatını bir kenara bırakıp tamamen müziğe odaklanmış, İngilizce şarkılardan oluşan ilk kısa albümünü 2009’da yayınlamasının ardından bundan tam on yıl sonra da Fransızca şarkılara yer verdiği bir stüdyo albümü kaydetme fırsatını yakalamış. Bir önceki albümü “Je sais pas si ça va”yı, 2022’nin Haziran ayında piyasaya süren sanatçının üçüncü stüdyo albümü “Ex-aequo” ise bundan yaklaşık üç yıl sonra, bu yılın Nisan ayında aldı müzik marketlerdeki yerini. Sözleri Marie-Flore imzasını taşıyan on bir parçadan oluşan bu çalışma, aşk ve ayrılık gibi temaları derinlemesine işleyen duygusal ve güçlü bir yapıt olarak öne çıkıyor. Velvet Underground’un minimalist ama etkileyici tarzından etkilenen sound’u ve orkestral düzenlemeleriyle de, hem duygusal hem de sanatsal açıdan zengin bir deneyim vadediyor.

69. Eurovision Şarkı Yarışması bu yıl, İsviçre’nin Basel kentinde düzenlendi. 17 Mayıs’ta gerçekleşen final gecesinden, Avusturya’yı temsil eden JJ, Wasted Love adlı parçasıyla zaferle ayrıldı. Fransa adına ise Louane yarıştı bu yıl ve Maman adlı şarkısıyla yedinciliği elde etti. 1996 doğumlu sanatçı, annelik, özlem ve nesiller arasındaki bağ temalarını işleyen bu parçayı 2014 yılında kanser nedeniyle kaybettiği annesine ithaf etmişti. Parçanın sonunda kendi kızının sesinin duyulmasıysa, şarkının duygusal anlamdaki derinliğini arttırıyordu. Bu yıl tamamı Fransızca sözlerden oluşan iki parça daha yer alıyordu Eurovision’da. Ev sahibi İsviçre adına yarışan Zoë Më, Voyage adlı şarkısıyla geceden onunculukla ayrılırken, Lüksemburg’u temsil eden Laura Thorn, La poupée monte le son isimli parçayla yirmi ikinciliği elde etti.

2002 yılında Belçika’da dünyaya gelen Helena Bailly ya da kısaca Helena, adını ilk olarak 2023’te katıldığı televizyon ses yarışması Star Academy sayesinde duyurdu. Yarışmanın yarı finalinde geçen yıl büyük bir çıkış yapan Pierre Garnier’ye elenen genç kadın, Belçika’da Altın Plak statüsüne ulaşan ilk single’ı Aimée pour de vrai’yi 2024’ün Mart ayında piyasaya sürdü. 2024’ün Ekim ayında ilk turnesine çıkan Helena, toksik aşk ilişkilerine bir tepki niteliği taşıyan Mauvais garçon’u aynı yılın Kasım ayında piyasaya sürdü. Fransa listesinde on yedinci sıraya kadar yükselmesinin yanı sıra iki milyondan fazla stream edilen şarkı, aynı zamanda 2025’in Şubat ve Mart aylarında üç hafta boyunca radyolarda en fazla çalan parça olma unvanını kazandı. Adının kısaltmasından esinlenerek “Hélé” ismini verdiği ilk stüdyo albümünü ise 14 Mart’ta yayınladı Helena. Şarkı sözlerini Vincha ile birlikte kaleme aldığı bu albümde romantik baladların yanı sıra pop ve elektronik müzik altyapılı şarkılara da yer verdi genç sanatçı. Piyasaya çıktığında Spotify dünya sıralamasında yedinci sıraya kadar yükselen albüm, Fransa ve Belçika listelerinin de zirvesine yerleşti.

En son 2023’te, kendi şarkılarını farklı düzenlemelerle kaydettiği "Polnareff chante Polnareff" adlı albümü yayınlayan Fransız pop müziğinin efsanevi isimi Michel Polnareff, 2024 Kasım’ında yeni bir albüm yayınlamaya karar verdiğini ve bunun kariyerinin son albümü olacağını açıklamıştı. Söz konusu albümü 2025 baharında çıkacağı son bir turneyle taçlandıracağını da belirten Polnareff, albümün ilk single’ı Sexcetera’yı da yine 2024’ün son günlerinde piyasaya sürmüştü. 3 Nisan’da Londra’da, 15 Nisan’da Printemps de Bourges festivali kapsamında Fransa’da izleyici karşısına çıkan Polnareff’in on birinci stüdyo albümü en nihayetinde 25 Nisan’da aldı müzik marketlerdeki yerini. “Un temps pour elles”i, "Kadınlar için bir zaman" şeklinde tercüme edebiliriz Türkçeye. Polnareff de albümü kendisine hayatı boyunca eşlik eden kadınlara ithaf etmiş zaten fakat bu isim aynı zamanda “intemporel” yani "zamansız" ya da "zamanın ötesinde" kelimesini de getiriyor akıllara. Oldukça yüksek bir egoya sahip sanatçı isim seçimi esnasında muhtemelen bunu da göz önünde bulundurmuştur. Sud-Ouest gazetesiyle yaptığı bir röportajda dördü enstrümantal sekiz parçadan oluşan albümün, zaman içinde yavaş yavaş olgunlaştığını ve sonra aniden adeta bir çiçek gibi açtığını belirtirmiş Polnareff. Bunun yanı sıra albümün dikkat çeken parçalarından biri olan Tu’n’m’entends pas’nın stüdyo kayıtları sırasında ilk önce gözyaşlarına boğulduğu için kaydı tamamlayamadığı, bunun ardındansa sakinleşip adeta bir aktör gibi rol yapmak zorunda kaldığını oysa şarkıda kendisinden, kendi hayatının bir bölümünden bahsettiğini ifade etmiş. RTL’den Stéphane Boudsocq’la yaptığı röportajda ise, albümün isim şarkısı Un temps pour elle’in, nostaljik aşktan, Tu n'm'entends pas’nın tek taraflı aşktan, Quand y'en a pas deux’nün olmayan aşktan, Sexcetera’nın ise cinsiyetlendirilmiş aşktan bahsettiğini belirtmiş.

Mayıs 1968 olayları sırasında piyasaya çıkan La Cavalerie adlı parçasıyla kısa sürede dönemin genç kuşağının idollerinden biri haline gelen Julien Clerc, aradan geçen elli yedi yılda şöhretinden pek de bir şey kaybetmedi demek yanlış olmaz. Yayınladığı albümler kadar destek verdiği sosyal sorumluluk projeleri sayesinde de günümüzde hala Fransız popüler müziğinin en saygın isimlerinden biri olan Clerc, müzik marketleri son olarak 2021’de, "Terrien" adlı albümle ziyaret etmişti. Sanatçının yirmi sekizinci stüdyo albümü “Une vie” ise 23 Mayıs’ta piyasaya çıktı. Yapımcılığını Benjamin Biolay’nin üstlendiği bu çalışmasında; Serge Lama, Gaëtan Roussel, Didier Barbelivien, Carla Bruni ve Paul École gibi isimlerin kaleme aldığı parçalara yer vermiş Clerc. Biri hariç tüm besteler ise kendisine ait. Aşk, babalık, kayıp ve hayatın anlamı gibi evrensel temalar çevresinde şekilleniyor albüm ve bir insanın hayatındaki tüm önemli anları ve duyguları kapsamayı hedefliyor, bu bakımdan “Une vie” yani “Bir yaşam” adını taşıması da tesadüf değil. Albümden çıkan ilk single olan Les parvis, 2023’te, Fransa’da, bir öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülen İspanyolca öğretmeni Agnès Lasalle’in cenaze töreninde, eşinin onu dans ederek uğurlamasından alınan ilhamla yazılmış ve yaşam ile ölüm temalarının hâkim olduğu duygusal bir atmosfere sahip.

31 Aralık 1996’da, Paris’te dünyaya gelen Milo Thoretton ya da sahne adıyla Asphalt, sinema dünyasının efsanevi isimlerinden Catherine Deneuve ile Marcello Mastroianni’nin torunu, oyuncu Chiara Mastroianni ile yönetmen ve heykeltıraş Pierre Thoretton'un oğlu olması nedeniyle kardeşi Ana Biolay ile birlikte sanat dünyasıyla iç içe bir çocukluk geçirmiş. Bununla birlikte bu göz kamaştırıcı soy ağacı yüzünden kendini baskı altında hissetmemek ve kendi ayakları üzerinde durup, kendi yolunu kendisi çizmek istiyor genç adam, sahne adı olarak “Asphalt”ı seçmesinin nedenlerinden biri de bu muhtemelen. Yüzünü kapatan uzun saçları, açık renk gözleri ve deri ceketiyle Mick Jagger’ın gençliğini akıllara getiriyor Milo ve müziğin kendisi için aile mirasından uzaklaşıp kendi kariyerini inşa etmek adına bir fırsat olduğunu dile getiriyor. Bir kısmı eski üvey babası Benjamin Biolay’nin imzasını taşıyan altı şarkıdan oluşan ilk EP’si “Cocktail exil”i de 28 Mart’ta piyasaya sürdü genç adam.

Mathieu Chedid ya da nam-ı diğer M’i; Toumani Diabaté ve Fatoumata Diawara gibi Malili müzisyenlerle bir araya getiren Lamomali projesi, 2017’de yayımlanan ilk albümüyle büyük başarı elde etmiş, Fransa’da birçok ödül kazanmış ve yaklaşık 300.000 gibi bir satış rakamına ulaşmıştı. Söz konusu proje kapsamında yayınlanan ikinci albüm de tıpkı ilki gibi, Fransız popu ile Batı Afrika müziğini harmanlayan bir çalışma olarak dikkat çekiyor ve 2024’te, albümün kayıtları sırasında hayata veda eden Toumani Diabaté’nin kora çalgısındaki ustalığını Fatoumata Diawara’nın güçlü vokalleri ve -M-’in kendine özgü pop sound’uyla birleştiriyor. Afrika ve Fransa'daki çeşitli stüdyolarda kaydedilen albüm, kültürel anlamda bir iş birliğinin ürünü olması açısından da ayrı bir öneme sahip. Tomuani Diabaté’nin ölümünün ardından onun yerini oğlu Balla almış. Bunun yanı sıra Yamê, Amadou & Mariam, Oxmo Puccino, Angélique Kidjo, Tiken Jah Fakoly ve Ibrahim Maalouf gibi isimler de albüme katkı sağlamış.